Kıvanç Tatlıtuğ, son reklamında kendisine eşlik eden Sheila Jorda adlı oyuncuyu sosyal medyada önce takibe aldı, ardından takipten çıkardı. Bu geri adım, eşi Başak Dizer’le arasında bir kıskançlık krizi yaşandığı şeklinde yorumlandı. Magazin Konseyi yorumladı.
Onur Baştürk: Birini takibe alıp sonra da takipten çıkarmak demek maalesef şu anlama geliyor: Ya o kişiden umduğunu bulamadın ve takip ettiğine pişman oldun. Ya da bir sevgilin var ve bunu gördü, hoşuna gitmedi, o yüzden mecbur kaldın. Her ikisi de pek hoş değil yani.
Ömür Gedik: Evli ya da ilişkisi olan bir erkek başka bir kadını takibe alıp, paylaştıklarını beğenirse ve bu kadın, esas kadın için ‘tehlikeli’ kategorisine giriyorsa tabii ki kriz çıkar. Akıllı bir erkek usulca beğenmeleri ve takibi bir kenara bırakır böyle durumlarda. Kıvanç da aynısını yapmış. Başak’ın yerinde olsam ben de arıza çıkarırdım sanırım. Çıkarmayacak kadın var mı!
Cengiz Semercioğlu: İnsan birlikte çalıştığı birini sosyal medyadan takip edebilir.
Ben bile röportaj yaptığım Barbara Palvin’i, Alessandra Ambrosio’yu takip ediyorum.
Ama onlar beni takip etmiyor tabii… Konu Kıvanç olunca durum farklı.
Bu açık bir kıskançlık krizidir.
Bu çok ucuz bir kavga
Hande Yener ve Seren Serengil kavgasında kim haklı, kim haksız? Hande’nin Seren için “Kim bu, küçük Demet Akalın mı? Büyüğü bitti küçüğü mü geldi?” yorumuna ne diyorsunuz?
Onur Baştürk: Bu kavga çok ucuz bir kavga. Tam mahalle kavgası. Hande Yener’i gerçekten anlamıyorum. Seren Serengil’in söylediklerine takılıp kalmasını da, kalkıp onun çıplak fotoğrafını paylaşmasını da… Dahası Demet Akalın mevzusunu bozuk plak gibi önümüze sunması da tuhaf. Sanki tüm dünya onun için Demet Akalın ve arkadaşlarından ibaret gibi. Hayattaki tek motivasyonu bu mu?
Ömür Gedik: Hande, Seren’in söylediklerine sinirlenmiş olabilir. Bunu anlayabilirim. Ama yaptığını, verdiği karşılığı anlayamıyorum. Seviyeyi buralara düşürmeye gerek var mı? Çok daha zekice cevap verebilirdi. Bu tavrıyla sadece eleştiri odağı oldu. Konuyu yine Demet Akalın’a bağlaması ise çok gereksiz. Bu polemiği de tüketecekler bu gidişle. Hande-Demet çekişmesi de kabak tadı vermeye başladı çünkü.
Cengiz Semercioğlu: Seren’in Demet’in tarafında olduğu bilinen bir gerçek. Ama bu tartışmanın Demet’le bir ilgisi yok ve Seren sonuna kadar haklı. Radyo çalınma sonuçlarını tartışmalı bulabilir, beğenmeyebilir, buna hakkı var. Hande hemen bel altına inerek bugüne kadar yaşadığı polemikler içinde en büyük hatasını yaptı. Herkes de Hande’yi eleştirdi zaten.
Aslıhan ve Arda evlenebilir
İlişkileri bir dargın bir barışık süren Arda Turan ve Aslıhan Doğan yine birlikte. Aslıhan’ın ünlü futbolcuyla evlilik şartıyla barıştığı söyleniyor. Bu ilişki evliliğe gider mi?
Cengiz Semercioğlu: Evliliğe gitmek zorunda artık. Aslıhan’ın kardeşinin aile içindeki doğum gününe de katıldı Arda, aileye girdi artık. Büyükler de, “Çocuk oyuncağı değil” diye Arda’nın kulağını bükmüşlerdir herhalde. Üç kez ayrılıp, dört kez ilişkiye başlamak normal değil. İlişki 2018’de evliliğe gider, gitmezse de sonsuza dek biter…
Ömür Gedik: Ayrılıklar sonrası barışmaların evlilik kararıyla sonuçlandığı ilişkiler hayli çok. Uzun ayrılıklarda taraflar birbirilerinin değerini anlar genelde. Ve hayatlarında sadece o kişinin olmasını istediklerine karar verirler. Aslıhan ve Arda’da durum ne olur bilemem ama ayrılıp ayrılıp yine bir araya geliyorlarsa demek ki gerçekten seviyorlar birbirlerini. Evlilik neden olmasın ki…
Onur Baştürk: Evlilik şartıyla barış olmaz. Aslıhan Doğan’ın öyle bir şart koştuğunu sanmıyorum. İlişkilerinde başka problemler vardı bence, onları hallettiler ve yola devam kararı aldılar. Umarım bu kez sürdürürler.
Yurtdışı ünlülere
romantik geliyor
Hakan Baş ve Bensu Soral, 2018’de Avusturya’da evleneceklerini açıkladı. Yeni yılın düğün ve balayı rotaları yine yurtdışı mı olacak? Konsey’in önerileri ne olur?
Cengiz Semercioğlu: Hawaii’da, Phuket’te, Maldivler’de, Malibu’da düğünler gördüm. Paran varsa bizim Boğaz hepsiyle yarışır. Yurtdışının tercih edilmesinin en büyük nedeni tantanasız halledilebilmesi düğünün. 10-15 arkadaşını davet edersin olur biter. Ama orası Avusturya değil ya… Gelinin kumsalda fil üzerinde geldiği Phuket düğünleri enteresan mesela…
Ömür Gedik: Yazın Mikonos, Bodrum, kışın Avrupa… Genelde yurtdışını tercih ediyor bizim ünlüler. Daha rahat ediyorlar belli ki. Bir de havalı oluyor tabii. Avusturya tercihini anlayamadım. Ama onlar için özel bir anlamı vardır diye düşünüyorum. Sonrasında kayak yapıp, opera bale izlemek için seçmemişlerdir herhalde. Ben olsam ne yapardım sorusuna şöyle cevap vereyim; kutuplarda Eskimo ve penguenler şahitliğinde evlenmek isterdim sanırım.
Onur Baştürk: Yazın Mikonos’ta düğün yapmak çok modaydı hatırlarsınız.
Yurtdışı nedense ünlülere ve sosyetiklere çok romantik geliyor ama bizde de ilginç yerler var evlilik için. Mesela Kaçkar Dağları’nda evlenmek de hayli moda. Onu da es geçmeyelim. Yurtdışı için Avusturya fazla klasik, ben olsam İtalya’da Puglia tarafına giderdim. Daha romantik olurdu.
Metin Hara magazini
öpsün başına koysun
Metin Hara’nın “Ben magazin figürü değilim, bilim insanıyım” açıklaması üzerinden ünlülerin magazinle imtihanını masaya yatıralım. Magazin figürü ne demek? Magazin figürü olmak aşağılanacak bir şey mi?
Cengiz Semercioğlu: Magazin olmasa, Adriana Lima’yla ilişkisi haber olmasa Metin Hara’yı kim tanıyacaktı? Kendi çevresi ve meraklısı dışında kim biliyordu Metin Hara’yı? Şimdi herkes tanıyor, yurtdışında bile şöhret oldu. Yatsın kalksın magazin figürü olduğuna dua etsin. O da bunu çok iyi biliyor da, ‘bilim insanı’ olduğu için böyle oynuyor. Bilim insanıymış… Duyan da atomu parçalıyor sanacak…
Onur Baştürk: Öncelikle Metin Hara bir bilim insanı değil. Yaptığı işi, durumunu abartmasın. Bu kadar da değil. Sadece enerji işleriyle uğraşan bir yaşam koçu ve yazar. Magazin figürü olması da kötü bir şey değil, bunu da anlaması gerekiyor. Sonuçta dünyaca ünlü bir kadınla beraber. Buna alışması ve durumunu yönetmesi gerekiyor. Her lafıyla sürekli kendini batırıyor.
Ömür Gedik: Metin Hara işine geldiği zamanlarda magazini çok iyi kullandı. Manşetlik laflar etti, pozlar verdi. Konuştu, konuşuldu. Pek de memnundu bu durumdan, hiç sesini çıkarmadığı gibi konuşulacak pozlar vermeye de devam etti. Şimdi mi aklına gelmiş magazine tu kaka demek? Magazin figürü olana kadarmış demek ki! Ki bence yaptığı işte popüler olmak için magazini öpsün başına koysun.
Cem’in bacakları güzelmiş
Cem Yılmaz’ın “Günlük hayatın stresini atarken” notuyla paylaştığı, “Kral çıplak” yorumu alan fotoğrafını beğendiniz mi? Yorumları alalım…
Onur Baştürk: Çok doğal bir fotoğraf. Cem’in bacakları güzelmiş, ne diyebilirim ki?
Ömür Gedik: Onur’a katılıyorum. Ben de çok sevdim bu doğal olduğu kadar iç gıcıklayıcı da olan pozu.
Cengiz Semercioğlu: Bu fotoğrafı çeken Can Yılmaz değil de, bir muhabir olsaydı ortalık yıkılırdı. Tabii ikisi arasında fark var; birinde gönüllülük söz konusu. Sosyal medya özel hayat kavramını bitirdi.
Ünlüler kendi elleriyle, gönüllü olarak özel hayatlarını, evlerini açıyor artık. Bir muhabir, “Cem Yılmaz’ı donla org başında çektim” dese prim alır ama abisi çekince iş normalleşiyor. Bu da ünlülerin paradoksu herhalde…
Tek nefes Hatice!
Hatice’nin karın içeri göğüs dışarı pozu alay konusu oldu. Poz vermek de bir sanat. Magazin Konseyi en güzel poz veren ünlüleri seçti.
Cengiz Semercioğlu: ‘Tek nefes Orhan’dan sonra, ‘Tek nefes Hatice’miz de oldu. Orhan Gencebay poz verirken sürekli karnını içeri çektiği için böyle anılır, Hatice de böyle anılacak artık. Hatice sonra spor salonundan da fotoğraf paylaştı. Bence karnı değil göğüsleri yüzünden problemli duruyor bu fotoğraf. En güzel poz veren kadın Eda Taşpınar bence… Bernini’nin heykelleri gibi kadın…
Onur Baştürk: Hakikaten o poz neydi öyle? Hatice yerli Kim Kardashian olmaya mı özeniyor? En iyi poz veren ünlülerden biri bence Derin Mermerci.
Ömür Gedik: Ünlüler kamera karşısında nasıl bir vücut dili kullanacaklarına çalışmalı. Ders de alabilirler bu konuda. O da olmuyorsa internette ‘nasıl poz verilir’ videolarını izlesinler. Poz verme konusunda en başarılı bulduğum kişi Tülin Şahin.
Murat Boz, yapma, arabesk söyleme
Murat Boz, “Merak Etme Sen” yorumu beğenilince arabesk albüm yapmayı düşündüğünü açıkladı. Murat Boz ve arabesk yan yana gelir mi? Bu proje tutar mı?
Ömür Gedik: Ben Murat Boz’la arabeski yan yana koyamıyorum. Çok da güzel söylese kabul edemem gibime geliyor. Arabesk söyleyen bir Murat Boz! Yok. Yapmasın lütfen.
Onur Baştürk: Tutmaz. Ayrıca Murat önce güzel bir pop albümü yap artık. Seni bugünlere getirenlere bunu borçlusun. Televizyon ve sinema derken müziği yine unuttun. Hem savrulmanın alemi yok. Ebru Gündeş’le yaptığın düet zaten yeterince arabeskti. Arada bir böyle projeler yaparsın, yeter. Albüme ne gerek var?
Cengiz Semercioğlu: Önceki gün Orhan Gencebay’la konuştum, “Bugün pop diye dinlediğiniz şarkıların yüzde 90’ında arabesk temalar var” dedi. Dolayısıyla Murat Boz da arabeskle yan yana gelir, Sıla da, Tarkan da… Ayrıca “Merak Etme Sen”i çok iyi söylemiş Murat. Demet Akalın “Arabesk albüm yapmalısın” deyince, Murat “Neden olmasın” diye ışık yaktı zaten. Bence de yapmalı…
Şeyma, Fahriye’ye fark attı
Fahriye Evcen ve Şeyma Subaşı, Raisa&Vanessa imzalı elbiseyle pişti oldu. Sizce elbise hangisine daha çok yakışmış? Ve ünlüler pişti olmaktan nasıl kurtulur?
Ömür Gedik: Ben Şeyma’ya daha çok yakıştırdım. Bu tip kıyafetlerde çizmeyi seviyorum. Pişti olmama konusunda yapılacak tek şey modacılara “Daha önce biri giydi mi?” diye sormaları. Ya da elbiseyi alırken “Bunu benden başka bir ünlü giymesin” şartı koymaları.
Cengiz Semercioğlu: Şeyma bu piştide Fahriye’ye fark attı. Bunun nedeni de boy olarak fark atmasından kaynaklanıyor. Şeyma’yla Fahriye’yi kıyaslamak haksız rekabet olur. Biri 167, diğeri 174… 7 santim fark var arada. Bir elbiseyi uzun boylu kadının daha dikkat çekici taşıyacağı da aşikar… Bu yüzden haksız rekabet diyorum. Raisa&Vanessa son dönemin en iyi tasarımcıları, bütün ünlüler onlara gidiyor, dolayısıyla bu piştiler kaçınılmaz oluyor…
Onur Baştürk: Şeyma’ya yakışmış bence de. Aynı modacılara gitmekten vazgeçmezlerse, o modacılar “Bu elbiseyi geçenlerde şuna verdim” diye uyarmazsa ve ayrıca belli bir tarzları olmazsa, pişti olmaya devam eder ünlüler, ünlülerimiz…
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.