Yetişkinlere ait bir dünyasına ait mahrem durumları bilen ve tanık olan bir çocuk için travmatik bir sonuç verebilir. Anlama muhakeme etme ve duruma olaya göre değerlendirebilme becerisi çocuklarda yeteri kadar gelişmediğinden gördüğü görsel veya olayları algılayabilme durumu çocukları olumsuz etkiler.
Şu bilinir ki çocuk gelişim psikolojisindeki bilgilere göre de çocuklara bilgi, yaşına ve gelişimine uygun verilmelidir. Bir bilginin az eksik yada yanlış verilmesi ne kadar olumsuz etkileyici ise tüm bilgileri açık ve detayları ile verebilmek çocuklar için aşırı gelecek ve fazla ve gereksiz bilgi kirliliğine maruz kalacaktır. Bu konuda eğitimcilerin ebeveynlerin çocuk alanında çalışan tüm mecraların hatta bunlara özellikle yayın kuruluşlarını da dahil ederek doğru ve örnek olmaları gerekir.
Haberlerde, dizilerde dijital dünyada ve sosyal medyada şiddet görüntülerine maruz kalan çocuklar ve gençler için bildiriler önlemler manifestolar hazırlanıyorsa sansürleyici veya düzenleyici yaptırımlar yapılıyorsa bu teşhircilik, cinsel görüntüler ve cinsel sahnelerde içinde geçerli olmalıdır.
Çocuğun çıplak olarak görüntülenip yayımlanması ,veya teşhirci bir görüntüye maruz kalması cinsel istismar konuları arasına girer.
Çocukların masumluğunu mahremiyetini korumak biz yetişkinlerin görevidir. Çünkü çocuk bunu yapamaz.
Çocukluk döneminde cinsel ilişki görseline maruz kalmak bu ister fotoğraf ister bizzat şahit olsun çocuğun mahrem hayat konusunda sınırların nasıl çizileceğinin belirlenmesinde kafa karışıklığına neden olacaktır.
Cinsel gelişim ve eğitim konusunda çocukları bilgilendirici görsel ve kitaplar bilir kuruldan geçmeli. Yurtdışı kaynakların çeviri ve görselleri denetlenmelidir. Bu bağlamda çiftlere ait yetişkin dünyasından resimlemeler ve detaylı bilgilelrlçocuklar bebeklerin nereden geliri bu şekilde anlamasına yardımcı olmak yerine bu konuda farklı dikkatler oluşturacak ve böyle bir görüntü vbartniyetli izletildiğinde yada anlatıldığında kaldığı istismarın farkında olamayacaktır. Nitekim farkı anlamayacak kadar küçük olduğu için kendini korumayı öğrenemeyecektir. Ve çocuklar farklı gördüğü her dünyayı konuşmak ve paylaşmak ve uygulamak isterler bunun yetişkinlerin dünyasına ait olup olmadığını bilmeyen bir çocuk kendisine uygulanması konusunda bu tacize maruz kalabilir.
Erken uyarılma ise çağımızın en önemli problemlerinden biri. Aynı zamanda bu tarz erken bilgilendirmeler erken uyarılmaya ön ergenliğin vaktinden önce olmasına da zemin sağlar.
Diğer bir bakış açısından bakıldığında ise ailelerin kendi süzgecinden geçirmeden bilgileri değerlendirmeden çocuklara aktarılması çocuğa handikaptır ve en iyi denetleyici aileler olmalı ve kamu bu konuda duyarlı olmalıdır. Aile çocuğu ve kendi dinamikleri için uygun olanı seçebilecek kadar güçlendirilmeli. Bu bahsedilen kitap ve benzerlerinin tetikleyiciunsurlar içerdiği ve ailenin başka dinamiklerini de bozabileceğin düşünüldüğü hassas bir durumdur. Dolayısı ile yaşadığımız toplumun genel yapısı ve ailenin dinamiklerine göre eğitim vermek toplumun,ailelerin ve uzmanların görevidir.