Hayatınızı değil sigarayı söndürün
Sigaranın tüm önlenebilir ölümlerin %50'sinden sorumlu olduğunu ve bu ölümlerin yarısının kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını dile getiren Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Halil İbrahim Erdoğan, "Sigara, kalp ve damar hastalıkları için en önemli risk faktörlerinden olduğu gibi felç durumunun, aort damar genişlemesinin, kol ve bacaklardaki damar darlıklarının da ana nedenlerindendir. 60 yaşındaki bir kişi sigara içiyorsa, kalp krizi geçirme riski içmeyen birine göre 2 kat daha fazladır. Sigara içen bir eşi olan sigara içmeyen bir kişide kalp damar hastalığı riski yaklaşık %30 oranında daha yüksektir" şeklinde konuştu.
Sigara kalp ve damarlarda nelere yol açarak ölüme neden oluyor
- Sigara, kan içindeki yağların şeklini bozuyor ve damarlara yapışmasına neden oluyor.
- Damarların duvarlarını kalınlaştırıyor, kanın akıcılığını azaltıyor ve pıhtılaşmayı artırıyor.
- Vücudun şeker düzenine etki ediyor ve şeker hastalığı oluşumuna neden oluyor.
- Kalbi besleyen damarlarda büzüşmeye neden oluyor, vücutta yaygın bir iltihabi durum oluşturuyor.
- Sigarada bulunan katran, kanserojen bir madde olduğu için kansere yol açabiliyor.
Sigara bağımlılığı önlenebilir bir sorundur
Sigara bağımlılığı tedavisinde amaç uzun süreçte sigara kullanımının bırakılmasıdır. Tedavideki hedefler öncelikle içme davranışını denetleme, miktarını azaltma ve daha sonra bırakmayı içermektedir. Uzman Psikolog F. Işıl Yenikaynak, yapılan çalışmalar üzerine sigarayı bırakmada etkililiği en iyi kanıtlanmış iki tedavi yönteminin davranış danışmanlığı ve ilaç tedavileri olduğunu belirterek bu tedaviler hakkında bilgi verdi.
Hastanın bağımlılığına göre planlanan psikolojik tedavide baş etme becerileri, öfke kontrolü, iletişim becerileri, aile görüşmesi, motivasyona yönelik çalışmalar ve değişik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. En fazla kabul gören psikoterapi yöntemi, bilişsel davranışcı terapilerdir. Sigara içenler üzerinde yapılan bir araştırmada yardımsız sigarayı bırakabilmek sadece %7,9 oranında mümkün olmaktadır. Nikotin yerine koyma tedavisi, sosyal ve davranış tedavi desteği, ilaç tedavisi ile bu oran %35'lere çıkmaktadır. Bu sonuçlara bakılarak psikososyal bir sorun olan sigara kullanımının tedavisinde destek alınarak daha olumlu sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır. Sigara bağımlılığı tedavisinde önemli bir diğer yöntem ise ilaç kullanımıdır.
Psikolog Yenikaynak, sigarayı bırakma girişimi sırasında uygun yardım, destek ve önerilerle tedavinin gözden geçirilmesinin, sigarayı bırakmada önemli rol oynadığına dikkat çekti.
Sigara ağız kanserlerine zemin hazırlıyor
Sigaranın ağız içindeki normal bakteri florasının ağız sağlığının lehine olacak şekilde değişimine neden olduğunu belirten Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Tülay Gülkaya, "Daha ileri durumlarda lökoplaki gelişir. Lökoplaki, iç yanaklarda, dilde ve diş etlerinde beyaz kalınlaşmış lekeler şeklindedir. Tedavide sigara ve tütün kullanımı bırakılmalıdır. Yaklaşık 6 ay kadar doktor tedavisi devam etmelidir. Genelde beyaz damak olarak halk arasında bilinen lökoplaki, tükürük kanalları, ağız boşluğu, damak, diş etlerinde ve yutak duvarında görülür. Bazen de kalınlaşmış bir kabuk görüntüsünde olabilir. Sigara içenlerde görülme olasılığı çok yüksektir. Kanser nedenli olan türleri de olduğundan kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir durumdur" açıklamasında bulundu.
Dentist Gülkaya, sigaranın ilk temasa geçtiği ağız ortamı ve dişler üzerinde azımsanmayacak zararlı etkilerini şöyle sıraladı'
- Dişlerin üzerinde katran artıkları kahverengi-siyah lekeler oluşur. Bu lekeler estetik açıdan da oldukça kötü görünür. Diş hekimi diş taşı temizliği ve polisaj yapsa bile sigara içmeye devam edildiği müddetçe hep renklenme olacaktır.
- Damakta kızarık bir iltihabi yapı gelişir.
- Halitozis denilen kötü ağız kokusu meydana gelir ve sigara içen bireyler her zaman kötü ağız kokusuyla yaşamak zorundadırlar.
- Dil de siyah kıllı bir görünüme sahip olmaya başlar.
- Ağızda doku bozuklukları oluşur.
- Ağızdaki plak yapısını değiştiren bir kimyasal yapısı vardır.
- Diş eti problemleri ve tat duyusunda azalma meydana gelir.
- Ağız içi kanserlerinin yüzde 75'inin sigara ve alkol alışkanlığı olduğu saptanmıştır. Sigara içmek dudak, damak, yanak ve diş etlerinde ağız kanserlerine zemin hazırlamaktadır.
Kişi sigarayı bırakırsa ağız kanseri riski hemen ve önemli ölçüde azalır. Sigara bırakıldıktan 10 yıl sonra ağız kanseri olma riski hiç sigara içmeyen birey ile denk olur.
Hayatınızı söndürmeyin, sigarayı söndürün
Sigara içenlerin içmeyenlere göre 10 kat daha fazla akciğer kanseri olma riskini taşıdığını vurgulayan Medikal Onkoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tunç Güler ise "Eğer bir sigara bağımlısıysanız, ağız kanserine yakalanma riskiniz çok yüksek. Bağımlılarda, pankreas kanseri çok sıklıkla ortaya çıkar ve büyük oranda ölümle sonuçlanır. Sigaranın ihtiva ettiği kanserojen maddeler, idrarla dışarı atılır ancak bu maddelerin vücuttaki varlığı mesane kanserine yol açar" diyerek sigaranın vücudumuzda ne çeşit kanserlere neden olduğunu vurguladı.
Bunun yanı sıra Tunç Güler, sigara bırakıldığı anda vücudun kendini onarmaya başladığını ve on yıl içinde hiç sigara içilmemiş gibi olduğunu ancak sigara kullanımı bırakılmadığı takdirde bu hastalıkların yüksek oranda öldürücü olduğunu ifade etti.